Bitkilerden iksirlere, dualardan enerjilere ve en nihayetinde milimetrik boyutlara indirilmiş kapsüllere yüklediği ilaç ihtiyacıyla insanoğlu yüzyıllardır devam eden varlığını koruma çabası içindedir. Birçok dinde ve gelenekte iyileştirici gücüyle bilinen, kadim bir tedavi metodu olarak günümüze kadar ulaşmış bir uygulamadan bahsedeceğiz; kupa tedavisi (hacamat)..

Kupa tedavisi, çok eski yıllardan bu yana bir çok hastalıkta kullanılmak üzere insanlar arasında bilinen bir uygulamaydı. Birçok kültür ve medeniyette yer edinmiş olan bu tedavinin tarihi Eski Mısır’a kadar ulaşması, M.Ö. 1550 yılına ait olan papirüslerde dahi bahsedilmiş olması düşündürücüdür. Peki, bu yöntemi özel ve etkili kılan yönü neydi? Tüm hastalıkların şifası olabileceğine, ruhsal ve bedensel sıkıntıların çaresi olabileceğine yönelik kuvvetli inanışların ardındaki sırrı anlamaya çalışırken, öncelikle kupa tedavisinin ne olduğunu öğrenelim.

Kupa Tedavisi Nedir?

Vücut üzerinde belirli noktalara vakum uygulamak temeline dayanan bir uygulamadır. Yaş ve kuru kupa olarak bilinmektedir. Yalnızca kupa kullanılarak vakum etkisinden yararlanılmasına kuru kupa denirken, steril bisturi yardımıyla cilt üzerinde minik kesilerin oluşturulduğu yönteme ise yaş kupa (hacamat) tedavisi denilmektedir. Her iki şekilde de amaç, deri üzerinde oluşturulan negatif emme basıncıyla cilt altı haberleşme sistemlerini, birbirleriyle mükemmel bir düzende bağlantılı olan sinyal yolaklarını harekete geçirmektir.

Ne işe yarar? Hangi hastalıklarda kullanılır?

Organik bir rahatsızlığı tanımlanmayan hastalarda immün sistemi güçlendirme

  • Fibromiyalji sendromu
  • Romatizmal hastalıklara ait kronik ağrı, eklem hareket kısıtlılığı, sabah tutukluğu, yorgunluk gibi durumlar
  • Kas-iskelet sistemi mekanik ağrıları
  • Diz ağrısı (osteoartrit vb)
  • Migren ve gerilim tipi baş ağrısı gibi organik olmayan baş ağrıları
  • Organik olmayan uyku bozuklukları
  • Sindirim sistemi hastalıklarına ait bulantı, kusma, kabızlık gibi durumlar

Kimlerde kullanılmamalı?

  • Tromboflebit
  • Aktif yaralar, cerrahi yaralar
  • Dekompanse kalp hastalığı
  • Anemi (Hb 9,5 mg/dl’nin altı)
  • Hemofili, kanama/pıhtılaşma bozukluğu öyküsü
  • Anti-agregan ilaç kullanımı
  • Varisin doğrudan üzerine

Hekim tarafından uygulanması gereken bu tedavi metodunun, yukarıda bahsedilen birçok rahatsızlıkta  etkili olduğu görülmüş ve bilimsel çalışmalarla ispatlanmıştır. Güvenli ve steril şartlar sağlanarak yapıldığında gözle görülür sonuçlar alınabilmektedir.